500.000 kişiyi kapsayan geniş çaplı bir araştırma, kahve içenlerin ortalama olarak daha uzun bir yaşam beklentisine sahip olduğunu gösteriyor. Çalışma neden-sonuç ilişkisi olup olmadığını incelemedi. Etkiler, kafein yıkımı için mevcut olan genin varyantından bağımsız olarak gösterildi.

Rockville (ABD). JAMA Internal Medicine dergisinde yayınlanan bir araştırma, kahvenin yaşamı uzatan etkileri olabileceğine dair kanıtlar sunuyor. Bilim adamları, bir İngiliz biyoveritabanından yaklaşık 500.000 kişinin verilerini değerlendirdi. 38-73 yaş arası incelenen kişilerin yüzde 78’i düzenli olarak kahve içtiklerini belirtti. Hazır kahve içen ve çekirdek kahve demleyenlerin oranı yüzde 50 civarındaydı.

Dört yıllık çalışma sırasında, yüzde 58’i kanserden ve yüzde 20’si kardiyovasküler hastalıktan olmak üzere 14.225 kişi öldü. Ortalama ölüm riski, çalışmanın örnekleminde kahve tüketimi ile yakından ilişkilidir. Günde iki ila üç fincan kahve tüketen kişilerde bile, hiç kahve içmeyen kişilere kıyasla, çalışma süresi boyunca ölüm oranı yüzde 13 azaldı. Dört yıllık çalışma sırasında günde beş fincandan fazla kahve içenlerin ölüm oranı yüzde 16 daha düşüktü.

Kafeinin parçalanmasından sorumlu dört gen

Bilim adamları, ölüm oranlarına ek olarak, incelenen 500.000 kişide kafeinin parçalanmasıyla ilgili dört genin hangi varyantlarının bulunduğunu incelemek için DNA analizi kullandılar. Mevcut gen, bir kişiden diğerine önemli ölçüde farklılık gösteren kafeinin parçalanma hızından sorumludur. Araştırmaya göre genetiğin kafeinin olumlu etkisi üzerinde hiçbir etkisi yok. Kafeinin çok uzun süre, orta derecede veya çok hızlı bir şekilde temizlenmesinden bağımsız olarak, tüm kahve içenlerin ölüm oranlarında eşit bir azalma oldu. Ancak çekirdek ve hazır kahve arasında bir fark vardı. Bilim adamlarının polifenoller gibi daha yüksek oranda biyoaktif maddelere bağladıkları daha az işlenmiş kahve çekirdeklerinde ölüm oranı daha keskin bir şekilde düştü.

Sebep-sonuç ilişkisi hala bilinmiyor

Rockville’deki Ulusal Kanser Enstitüsü’nden Dr. Erikka Loftfield, “sonuçlar, kahvenin sağlıklı beslenmenin bir parçası olabileceğine dair daha fazla kanıt sağlıyor” dedi. Teorik olarak, henüz bilinmeyen nedenlerle, halihazırda daha uzun bir yaşam süresine sahip olan kişilerin, daha düşük bir yaşam süresine sahip olan kişilere göre daha sık kahve tüketmeleri de mümkündür.

Çalışma yazarlarına göre, eğer bir neden-sonuç ilişkisi varsa, sorumlu olabilecek birkaç neden vardır; bunlar arasında artmış insülin duyarlılığı, azalmış inflamasyon ve kan damarları ve karaciğer enzimleri üzerindeki olumlu etkiler sayılabilir. Bilim adamları, çalışma boyunca sağlık üzerinde herhangi bir olumsuz etki bulamadılar. Şimdi yayınlanan sonuçlara göre, yoğun kahve tüketimi de zararsızdır.

Daha önce yapılan diğer araştırmalar da benzer sonuçlara vardı, ancak kahvenin hangi bileşenlerinin olumlu etkileri tetiklediğini kanıtlamadı. Etkiler, kafeinin bozunma hızından bağımsız olduğu için, bilim adamları olası bir neden-sonuç ilişkisinden sorumlu olanın kafeinin kendisi değil, diğer bileşenler olduğunu varsayıyorlar.